Prof. Dr. Murat Müslüman

Beyin Kanamaları

Beyin Kanamaları

Beyin kanaması, kafatası içindeki damarların herhangi bir nedenle bütünlüğünün bozulması sonucu meydana gelir. Beyin kanamalarının en sık rastlananı damar yapısına bağlı anormalliklerden, yüksek tansiyon veya travma gibi sebeplerden dolayı olanlardır. Travmaya bağlı olan beyin kanamaları oldukça sık rastlanır. Kafatasına alınan bir darbe sonucu meydana gelir ve kanamamalara neden olur. Beyin damarı anormalliklerine bağlı olarak oluşan kanamalar da bulunmaktadır. Diğer tip kanamalar ise beyin dokusunun kendi içinden çıkan kanamalar olup beynin yapısal bozukluğu veya tümör sonucu meydana gelir. Beyin kanaması geçiren bir hastada görülebilecek semptomlar; bulantı, kusma, baş ağrısı, bilinç değişikliği, vücudun bir tarafında güçsüzlük ,uyuşma ve konuşma bozukluğudur. Yerleşim yerine göre beyin içi veya beyin dışı olmak üzere kabaca ikiye ayrılır.

Beyin içi kanamalar (İntraserebral hematom)

Beyni besleyen damarların cidarının yırtılması sonucu, kanın beyin içine sızması ve beyin dokusunu tahrip etmesidir. Hematom denilebilmesi için çap en az 2 cm olmalıdır. Bu çapın altındaki kan birikimlerine kontüzyon denir. İntraserebral kontüzyon ve hematomlar direk beyine baskı, lokal kitle etkisi, kranial hipertansiyon ve sekonder metabolik değişiklikler ile beyin dokusuna etki yaratmaktadır. Beyin damarları yaş ilerledikçe yıpranırlar ve elastikiyetlerini kaybederler. Bu nedenle özellikle tansiyon yüksekliği olan yaşlı insanlarda sıklıkla yırtılarak beyin kanamaları oluştururlar. Bunun sonucunda hastaların bir tarafları felç olabilir. Ayrıca konuşma merkezinin tutulduğu durumlarda hasta konuşamaz. Kafatasına alınan darbeler şiddetine bağlı olarak intraserebral hematoma yol açabilir. Bu durum özellikle ileri yaşta ve antikoagülan (kan cıvıtıcı) kullanan hastalarda daha sık görülür. Beynin vasküler malformasyonları (damarsal bozuklukları) spontan intraserebral hematom nedeni olabilirler. Hematomun büyümesi ve etrafta ödemin genişlemesi önemli sorunlardandır. Deneysel çalışmalarda intraserebral hematomun her iki hemisferde de lokal iskemi meydana getirdiği tespit edilmiştir. Ayrıca hematomun etrafında hipoperfüzyon (kanlanma azalması) saptanmıştır. Beraberinde hematomun etrafında doku oksijen basıncı da yükselmiştir. Geç dönemde oluşan hematomların kontüzyonlardan oluşan kanamalardan meydana geldiği bildirilmektedir. İleri yaştaki kontüze hastalarda geç dönem intraserebral hematom beklenebilir.

Beyin Dışı Kanamalar

Genelde travmalar sonucunda oluşurlar. Travmaya bağlı oluşan hematomlar daha çok erkek nüfus ve çocuklarda görülür. Hematomun yaşı travmadan sonra oluşan kanamanın hızıdır. 4 ana gruba ayrılır: Hiperakut (24 saatten daha kısa), akut( 1-3 gün), subakut (3-14 gün), kronik (2 haftadan daha uzun). Beynin üzerinde duramater denen bir zar vardır. Bu zarın üstünde bulunan damarlar travma neticesinde kafatası kemiklerinin zedelemesi ile kanama yapabilirler. Oluşan kanama beyin zarı duramater ile kafatası kemikleri arasında birikir ve beyinin sıkışmasına neden olur. Bu kanamalara epidural hematom adı verilir. Tüm kafa travmalarının %0.2-0.6 sında görülür. Mortalite %5-28 arasında değişmektedir. Genellikle orta meningeal arter yırtılmasına bağlı oluşur. Şiddetli travmalarda beynin üzerindeki damarlar da zedelenebilir. Bu damarlardan sızan kan duramater altında birikerek yine beynin sıkışmasına neden olur.Bu kanamalara subdural hematom adı verilir. Kafa travması sonucu başvuran hastaların %8-57 sinde akut subdural hematom görülmektedir. Genellikle köprü venlerinin yırtılması subdural hematoma neden olur. Akut subdural hematom genellikle şiddetli travma sonucu görüldüğünden mortalite oranı %60-80 arasında değişmektedir. Kronik subdural hematom genellikle travmadan 2-4 hafta sonra görülür. Kişi genellikle tanı konmadan yaklaşık 2-4 hafta önce kafasına minör bir darbe almıştır. Ayrıca beynin üzerini örten çok ince bir zar olan araknoid zarın altına doğru da kanama olabilir. Bu tür kanamalara da subaraknoid kanama adı verilir. Subaraknoid kanamalarda olası bir vasküler malformasyonu ekarte etmek amacıyla serebral anjiografi yapmak gerekir. Tedavi hematomun boyutu ve hastanın klinik durumuna göre gözlem veya cerrahidir. Cerrahi ise hematomun yaşına bağlı olarak kafatasına burrhole (delik) veya kafatası kemiğinin açılması (kraniotomi) şeklinde yapılır.

Kafa travmalarından sonra en önemli görüntüleme tetkiki bilgisayarlı beyin tomografisidir. Travma sonrası hastaları gözlem altında tutmak gerekebilir. Bunun sebebi; beyin içinde başlayan bir kanama ilk başlarda belirti vermeyebilir. Ancak ilerleyen saatlerde kanamanın artması ve beyinde ödem sonucunda hastanın şuur durumunda değişiklik görülebilir. Bu nedenle kafa darbelerinden sonra özellikle antikoagülan kullanan yaşlı hastalar ve küçük çocuklarda nörolojik muayene takibi sık yapılmalıdır.